Eğitim Birsen 1 No’lu şube ortaklığı ile “Önleyici Aile” eğitiminin ilk oturumu gerçekleşti.

 Aile Akademisi Derneği ve Eğitim Birsen 1 no’lu şube ortaklığı ile yapılan  Önleyici Aile eğitiminin ilk oturumu 21 Aralık tarihinde gerçekleşti. Eğitim Birsen 1 no’lu şube binasında gerçekleşen eğitimin ilk oturumu, Yasin Kuruçay’ın “Olumsuz Müzik Etkisini Nasıl Önleyebiliriz?” başlıklı konuşmasıyla gerçekleşti. 

Konuşmacı olarak sunum yapan Dr. Yasin KURUÇAY konuşmasına müziğin tarihiyle başladı. Müziğin M.Ö. 4000 yılında Mezopotamya’da dini Şarkı (İlahi) alanında kullanıldığını, yine M.Ö 3500 yılında Mısır, M.Ö.3000 de Çin’de kullanıldığını, Konfüçyüs’ün (M.Ö. 551-479) eğitim ve ahlaklı bireyler yetiştirmede müziğin önemine vurgu yaptığını belirtti.

Müziğin insan davranışlarına olan etkilerine değinen KURUÇAY, müziğin duygu, düşünce ve giyim tarzına da etki ettiğini söyledi. Yapılan araştırmalarda müzik tarzları ile ilgili olarak;

Halk Müziği dinleyenlerin sabırlı ve düzenli oldukları, toplumsal kuralları benimseyip uyduğu ve toplumsal değerleri sürdürmede istekli olduğunu,

Sanat Müziğinin İslami içerikle sentezlendiğini ve birçok sanat müziği bestekarının İmam, Hafız yada Müezzin olduğu, beş vakit ezanın sanat müziği makamlarına göre okunduğunu, halk müziği dinleyenlerle bu müziği dinleyenlerin aynı şekilde sabırlı, düzenli ve toplumsal değerlere saygılı olup, bu düzeni sürdürme eğilimli olduklarını,

Tasavvuf müziğinin İslam tasavvuf felsefesine uygun olarak, eğlendirmek için değil, insanın Allah’a olan kulluğunun farkına varmasını sağlamak için yapıldığını,

Özgün Müzikte sazın ön plana çıktığı, sosyal ve siyasal sorunlara değinildiği ve bu konulara duyarlı bireyler tarafından dinlendiğini,

Klasik Batı Müziğinin Batı hayranlığının, özentinin, lüks ve seçkinler sınıfı (elitist) bir yaşam tarzını yansıttığını,

Arabesk müziğinin ülkemizde arabesk müziğinin sosyal alanda oluşan adaletsizliklere bir haykırış olarak ortaya çıktığı, ekonomik zorluklar ve sosyal uyumsuzluk, adaletin güçlüden yana kullanılması sonucu haksızlıklardan (köyden kente göç, zengin-fakir, Patron-işçi ayrımı vb.) ilgi görme ihtiyacı ile baskı ve sıkıntılardan rahatlama aracı olarak kullanıldığını,

Rock Müziğin siyasal bir başkaldırış olarak çıktığını, ancak sonradan gençlerin eve geç gelip, alkol, uyuşturucu ve sigara kullanma alışkanlığı kazandığı bir tarz oluşturmalarında rock müziğinin kullanıldığını, sınırsız özgürlükle beraber ahlaksızlık ve sapıklık ön plana çıktığını, öfke patlaması, saldırganlık ve cinselliğin ön plana çıkartıldığını, söyleyen Dr. Yasin KURUÇAY aşağıdaki konuların önemine dikkat çekti:

Heavy Metal Müzik Punk müziğin düşüşe geçmesiyle müzik endüstrisi tarafından geliştirilerek devreye girer ve 80’li yıllarda popüler edilir. Radikal bir müzik türü olarak heavy metal kapitalizmin düzen isteğine “gürültü” yaparak karşı çıkmaktadır.Bir tepki söz konusudur ama bu tepkinin muhatabı belirsizdir. Bu müziği icra edenlerden bazıları eşcinsellere söverken, kimi devlete, kimi göçmenlere, kimi de tabulara küfür etmektedir. Genellikle herkes her şeye küfür etmektedir. Sürekli küfür,dillerin ağızdan aşağı sarkması,uzun saçlar ve kafayı aşağı yukarı sallamak ve sürekli Fuck Youuuuuu olarak bağırmak, temel ögelerdir. Heavy metal müziği dinleyenlerin “içe dönük”, “aile yaşantısı olmayan” “hayattan bezmiş gibi davranan”, “sorunlu büyüyen”, “sosyal hayatı olmayan”, “anti sempatik”, “itilmiş tipler” “aile sorunları olan” gibi olumsuz görülebilecek özelliklere vurgunun yapıldığı göze çarpmaktadır.

Müzik endüstrisine de dikkat çektiği konuşmasında; Müzik endüstrisi için, ünlü sanatçılar, gerçekte alınıp satılmaya uygun olduğu müddetçe değerlidir.Sanatçılar tüccarın rafındaki sıradan bir mal gibidir. Köle gibi sömürmektedirler. Çocuklarımızı müzik endüstrisinin insanları nasıl kullandığı ve sömürdüğü konusunda ve onlara yaşattığı acılar ve psikolojik sorunlar konusunda bilgilendirmeli ve bilinçlendirmeliyiz.” diyeneğitimci KURUÇAY görsel materyallerin eşliğinde sunumuna devam ederek çocukların zararlı akımlara karşı nasıl koruyacağımıza değindi.

Diğer müzik türlerinden de örnekler veren KURUÇAY; alkol ve uyuşturucunun daha çok müzik eşliğinde alındığını ve müzik festivalleri ve konserlerine sponsorluk yapan şirketlere de dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Kuruçay, Müziğin düşüncelerimize ve yaşantımıza aşağıdaki formülle etki ettiğini söyledi:

“Ne dinliyorsanız onu düşünüyorsunuz,

Ne düşünüyorsanız onu söylüyorsunuz,

Ne söylüyorsanız onu hissediyorsunuz,

Ne hissediyorsanız onu yapıyorsunuz”  

Popüler şarkı sözlerine dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Yasin Kuruçay, müziğin öfke patlamalarına, şiddete, boşvemişlik duygusuna, ahlaksız sözlerin benimsenmesine (yakalarsam muck muck ..), küfre (Allah belanı versin, lanet olsun sana…) neden olduğunu ifade etti ve şu önelmiş hatırlatmayı yaptı:

“Her şarkı bir arkadaştır, o halde çocuklarımızın arkadaşlarının kimler olduğuna dikkat etmeliyiz.”

Müzik starlarını model alan kitlelerin yüzmilyonları bulduğunu vurgulayan Yasin Kuruçay, gençlere yeni sahte ilahlar yaratıldığını ve müziğin modern bir din haline gelmeye başladığını ifade ederek;

“Gençler anlam ve değer odaklı bir yaşam sürmediklerinden manevi ve psikolojik boşluğa düşmektedirler. Bu boşluğu doldurma yollarından biri olarak da starların giyim, kuşam, tavır ve davranışlarını taklit etmektedirler. Gençlerin ve çocukların duygu ve davranışlarını bu doğrultuda kullanmalarında televizyon, internet gibi kitle iletişim araçları etkili olarak kullanılmaktadır. Çocuklar ve gençler bu şekilde kendilerini önemli ve değerli görmektedirler. Dolayısıyla müzik starlarının gayri ahlaki hal ve hareketleri doğal yollarla kitleler ulaşmış olmaktadır ” dedi.

MÜZİK KLİPLERİ EVİMİZE TROJAN VİRÜSLER GÖNDERİYOR!

Yanlış müzik dinleyen kişilerin  toplumla, ailesiyle, arkadaşıyla ve psikolojik olarak  yaşadığı sorunlara da değinen Kuruçay müzik klipleri üzerinden evlerimize gelen tehlikeye şu ifadelerle dikkat çekti.

Popüler müzikte sevgilinin,kız arkadaşın, ev hanımının, kocanın ya da annenin nasıl temsil edildiği gözden kaçırılmaktadır. Sevgili seks yapılacak cinsel obje, kız arkadaş sevgili olmaya aday eğlence nesnesi, ev hanımı evinde sıkılan ve disko gibi yerlere gidince can sıkıntısı geçmeye başlayan kişilerdir. Anne ve baba figürünün neredeyse hiç olmaması parçalanan aile yapısına bir darbe de müzik tarafından vurulmasını ifade eder. Çünkü popüler müzikte yitik değerleri savunmak ya da değerleri geliştirmek gibi bir kaygı yoktur. Onun arabası var ama ruhu yok parçasında bile iki sevgili cilveyle dans edip sevişmektedirler.

Müzik ve değer başlığıyla seminere devam eden Kuruçay popüler müzikteki değer kavramının kültür , medeniyet ve inanç dünyamızdaki değer’den farklı olduğunu ifade etti.

Konuşmasının son bölümünü çocuğun müzik kültürünün nasıl değiştirilebileceği konusunda bir davranış planının oluşturulmasına ayıran Yasin KURUÇAY çözüm önerileri olarak aşağıdaki başlıklara vurgu yaptı:

1. Ahlak Temelli Bir Yaşam Kazanılmalıdır

Ailelerde ihmal edilmemesi gereken en önemli husus ahlak temelli bir yaşam algısının gelenek haline getirilmesidir. Bilgi ve düşünce olarak gelişen toplumlar ahlak ve karakter olarak geri kalmaktadır. Bu durum da birçok davranış sorununa, psikolojik bunalımlara ve ahlaki dejenerasyona neden olmaktadır. Kendimiz Müslüman ama yaşam tarzımız konfor, eğlence ve başarı odaklı ise sorunlar bitmeyecektir. Bunun için çocuklarımızın dini ve ahlaki gelişimi için eğitim alma yollarını bulmalıyız. Ayrıca çocuğumuzun başarılı olması kadar ahlaklı olmasını da önemsemeliyiz.

2. Evde Müzik Kültürü Oluşturulmalıdır

  Aile çocuğunun hangi müziği dinlemesini istiyorsa o müziği dinlemelidir. Çocuğun inancı ve ahlakını olumlu etkileyecek müzik çeşitleri de dinlenilmelidir.

Belli zamanlarda müzik parçalarını birlikte söylemek ve dinlemek gerekir.

Popüler müzik kanallarını kesinlikle dinlememelidir.

Evde halk ve sanat müziği, ilahi, ezgi, marş kültürü olmalıdır.

    Arkadaş ortamında ve okulda ahlaklı ve inançlı olmaktan utanan ve kompleks duyan değil, onur duyan bir kişilik çocukta geliştirilmelidir. Arada bu konularda çocukla özel sohbetler yapılmalıdır.

3. Çocukların Dinleyebileceği Alternatif Müzik Çeşitleri ve Sanatçıları Tanıtılmalıdır

Burada amaç çaresiz olmadığımızı, farklı alternatiflerin mümkün olduğunu benimsetebilmektir.

Farklı müzik çeşitleri ile ilgili alternatifler oluşturulmalı ve çocuğun beğenisine sunulmalıdır.

4. Çocuğun Popüler Müzikten Ve Hızlı Müzikten Kurtulması Sağlanmalıdır

Eski müzikleri yeni nesil dinleyememektedir.  Haz ve hız kültürü çocuklarımızın psikolojik fıtratını bozmuş durumdadır. Bu durumu uygun cümlelerle çocuğumuzla da paylaşmak ve onu temiz müzik dinleyebilir hale getirmek gerekir. Bunun için biraz sabırlı olmak gerekir.

5. Uygunsuz Müzik Videoları Ve Klipleri Yasaklanmalıdır

Söz ve görüntülerinde ahlaksızlık bulunan şarkılar asla dinlenilmemelidir.

Konuşmasını sonunda İnsana yakışan değerlere ve erdemlere sahip bir neslin insanlığın kurtuluşu olabileceğini söyleyerek semineri bitirdi. Program dinleyicilerden gelen sorulara verilen cevapların ardından bitirildi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir