8 Mart;

Feminist azınlığın günü değildir.

Sapkın azgınların günü değildir.

Sapkın lobilerin günü değildir.

Dini-İslami bir gün değildir. Kandil, bayram, değildir.

Farz, vacip, sünnet, müstehab değildir. Ayet, hadis paylaşılacak bir gün değildir.

Kadın hakları bahanesiyle değerlerimize hakaret edenlerin günü de değildir.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü;

Küresel kapitalist şirketlerin günü değildir.

Bankaların, AVM’lerin, alışveriş sitelerinin günü değildir.

Küresel şirketlerden fonlanan STK’ların günü değildir.

Kapitalistlerin, liberallerin, materyalistlerin, cinsiyetsiz toplum heveslilerinin günü değildir.

Bilimsel gerçekleri saptıran lobilerin günü değildir.

Kendi sitelerinde yazdıkları haberleri istatistik olarak rapor haline getiren platformların günü değildir.

“Pornoma dokunma, aileniz batsın, bırak evi b.k götürsün, bekaretimi kaybettim aramıyorum” pankartlarını sallayanların günü değildir.

Akıl, din, ahlak ve insanlık dışı fikirleri, özgürlük gerekçesiyle savunanların günü değildir.

Kürtajı savunanların, cinsel birliktelik yaşının düşürülmesini, evlilik yaşının yükseltilmesini isteyenlerin günü değildir.

8 Mart;

Eğlence, fuhuş, sinema, kumar ve reklam sektöründe kadın bedeninin erotik obje olarak sömürülmesine sessiz kalanların günü değildir.

Patronlardan para aldıkları için kadınların fabrikalarda ve işyerlerinde ucuz işgücü olarak kullanılmasını; gaflet ve delalet halinde değil bilerek ve kasten es geçenlerin günü değildir.

Annenin merhametini, babanın şefkatini, ailenin koruyucu ve destekleyiciliğini reddedenlerin günü değildir.

8 Mart;

Aileyi, akrabayı, babayı ve evi tehlike olarak gösteren; ama pavyonları, podyumları, meyhaneleri, kumarhaneleri, sapkın siteleri tehlike olarak göstermeyenlerin günü değildir.

Kutsal kitabımıza, sahih sünnetimize, doğru geleneğimize sırtını dönüp, İstanbul Sözleşmesine sırtını yaslayanların günü de değildir.

8 Mart;

Kadını kocasına, kız çocuklarını babasına karşı tahrik edenlerin günü değildir.

Kadının anne olmasını, hanımefendi olmasını, eş olmasını ayrımcılık olarak kabul edenlerin günü değildir.

Kadının çalışma hakkına odaklanıp, çocuğun annelik hakkını göz ardı edenlerin günü değildir.

Kadını ve erkeği yaradılışına aykırı davranmaya zorlayan “fıtrat düşmanları”nın da günü değildir.

8 Mart;

Evliliğini yürütememiş, geçimsiz, aykırı, egoist kadınların da günü değildir.

Huysuz, boşanmış, kendine iş arayan dulların günü de değildir.

Kadını ve kadın haklarını siyasi emelleri için kullanan ideolojik azınlığın günü değildir.

Üstelik,

8 Mart’ta katledilen işçilerin tümü kadın değildir.

8 Mart 1957 yılındaki elim katliamda mesele kadın da değildir. Mesele kadın ya da erkek olmak değildir. Mesele, kadın ya da erkek penceresinden olayları algılamak da değildir.

8 Mart; ekonomik, politik ve kültürel sömürüye karşı onurlu bir direniş sergileyen kadınların ve erkeklerin insanlık dışı yaşam koşullarına itiraz ettikleri gün olarak kutlanmalıdır.

Lütfen günlerimizi, düşüncelerimizi, derdimizi ve davamızı kirletmeyin.

Kirletenlere izin vermeyin.

Kutlama hastalığından vazgeçin.

Hepimizi ilgilendiren büyük problemlerimiz var. Onlara odaklanın.

Selam ile…